Toplumumuzda aile ortamında kişisel konuşmalarımızda bu kelimeyi sık sık kullanmaktayız. Vefa kelimesini minnettarlık sadakat istikamet gibi vasıfları toplayan bir anlam taşır. Kelimenin tersi de vefasızlıktır. Dilimizde insafsız acımasız sözü de durmamazlık olarak da tanımlanabilir. Zamanımız gün geçtikçe artık karmakarışık içinden çıkılmaz bir hedefe doğru gitmektedir. Saygı sevgi itimat güven duyulmayan bir topluma üretilmeye çoğaltılmaya örfün ananenin kültürün yozlaştırılması aile bağlarının komşuluk ilişkilerinin freni patlamış aracın uçuruma doğru gitmesi halini almaktadır.
Eskiden insanların sözleri senet sayılırdı bu köy yerlerinde de kasabalarda mahallelerde de aynen geçerli idi. Şimdi artık ailenin bireyleri baba evladına evlat babaya kardeş kardeşe itimat ve güven duymamaya başladılar sanki aile bireyleri aynı evin içinde birbirlerini misafir gibi görmeye başladılar. Birkaç kişilik cümlelerin dışında ayrı dünyaların insanları gibi hareket etmeye başladık. Herkesin elinde bir telefon kimisi Whatsapp kimisi Twitter kimisi Facebook’ta vaktini geçirmektedir.
Bu sadece gençlerimize has bir olay değildir. Yedisinde yetmişine kadar aynı. Asıl konumuz ahde vefa idi. Şimdi yer yer kalıplaşmış bir sözü atlamadan geçemeyeceğim. Kişiler artık oğlum arkadaş vefa İstanbul’da bir semtin adı diyorlar. Ama o semtin adı da konuşulurken mutlaka bir anısı ve geçmiş bir seceresi vardır.
Bu kelime bu kadar basite alınmamalı diye düşünüyorum. Türkçe anlamı sadakatsa minnettarlıksa bunun kötü tarafı neresinde diye sormadan da duramıyoruz.
Bir insan bu baba olur ana olur kardeş abi abla komşu arkadaş olur hiç fark etmez neticede senin dilinden dininden biriside olabilir. Sana iyilik yapmıştır zor gününde acı veya tatlı gününde yanında olmuştur. Seninle ağlayıp seninle gülmüştür. Seni sırtına alıp omuzuna bastırarak ayağa kaldırmıştır. Seni sen yapmıştır seni makam mevki sahibi yapmıştır. Seni belki de ailene çocuklarına mahallene köyüne konuna komşuna rezil olmasın diye insan içine sokmuştur.
Atalarımız boş yere mi ‘Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır demişler.’ Atalarımızla ne kadar övünsek azdır. İnsanlıkta ahlakta saygıda sevgide yardımlaşmada onlarda imiş. Onları rahmetle anıyorum. Yerleri Cennet mekan olsun.
AMA BİZ İŞİN NERESİNDEYİZ?
Mideden bağlandık. Kırk yıllık eşimizi dostumuzu arkadaşımızı bir çırpıda kapının önüne bırakı veriyoruz. Menfaatini sevmeyen insan olmaz ilişkiler birbirini ait etmeyecek. Kimse kimseyi kullanmayacak. Dürüst olacak saygılı olacak üç kuruşluk dünya malı için dinini inancını kişilini gururunu onurunu satmayacak .
O benim için ailem için köyüm mahallem kasaban ilim ilçem ve en önemlisi Türkiye’m için ne yapmıştır diyebiliyor muyuz.
Ahde vefa’yı sadece birebir kişiler bazından düşünmeyeceğiz. Taki İslam’ın var oluşundan Peygamberlerimizin atalarımızdan dedelerimizden devlet büyüklerimizden öğretmenlerimizden bu ülkeyi bize yurt kılmış bizlerin yararlanması için bizlere bırakmış olduğu her türlü miras için onlara minnettar olduğumuzu her daim bilmemiz gerektir.
Eğer bizler bugün bu ülkede rahatça özgürce gezebiliyorsak yolundan suyundan sağlığından eğitiminden ve türlü nimetlerinden yararlanıyorsak yararlanıyoruz işte kim ne yapmışsa ayırım yapmaksızın onlara her daim teşekkür etmeliyiz. İşte bir Ahde Vefa’dır.
Zerreyi miktar kadar büyüklüğündeki şahsi menfaatimiz ihtirasımız hırsımız makam mevki için yapılanları görmemezlikten gelmek vefasızlığın en büyük göstergesidir.
Bu davranışlar hem Allah katında hem de insanlık katında bir kul hakkıdır. Yaptığımız ve yapmaya devam ettiğimiz iyilikten de kötülükten de sorumluyuz. O iyiliği er kişi kötülüğü her kişi yapar.
Geliniz hep birlikte Ahde Vefamıza bir analiz yapalım kendi kendimizin yargıcı olalım. Etegimizde ki taşları dökelim. Hep kendimizi haklı çıkaracak boyuttan bakmayalım insanlara Allah akıl fikir şuur izzet irfan mantık vermiş. Aklın yolu birdir Allah bizleri Ahde Vefalı insanlardan eylesin.
Vefa kalpten bağlanmaktır. Vefa inandığına kanmaktır.
YORUMLAR