“Öncelikle yazıma başlamadan, ülkemizin üzerine kabus gibi çöken, koronavirüsten Allah’ım tez zamanda kurtarmayı nasip etsin. Rahmetli olanlara başsağlığı, hasta olanlara da acil şifalar diliyorum. Virüs dolayısıyla evden çıkmadığımızdan google, facebook ve çeşitli bir takım şeylerle meşgul olmaktayız.
Asıl konuya da tam olarak nereden başlayacağımı bilmiyorum. Ben emekli okul müdürüyüm. Bu devletin ekmeğini yedim suyunu içtim. Allah devletimize zeval vermesin. Bizde görevimiz esnasın da Allah’ın izniyle elimizden geldiğince çalıştık gayret gösterdik, hizmet ettik. Hizmetimiz esnasında şimdi yer yer ürünlerini görmekte olduğumuz doktor, savcı, hakim, öğretmen, polis ve devlet kademelerinde çalışan insan yetiştirdik. Tabi ki yetiştiremediğimiz de olmuştur. Ama Allah’a şükür kalbim ve vicdanım rahat.
Facebook’tan gözüme takılıp cevap verme ihtiyacı duyduğum kendim gözlemleyip şahit olduğum bir konuyu aydınlatmak istiyorum. Sayın Kaymakamımızın tayin yazısını okudum. Ben memurluğum sırasında yedi sekiz Kaymakamın bünyesinde çalıştım. Halkın içine giren garibanın yakın dostu olan, köyleri adım adım gezen Sayın Ayhan Durmuş’u bilirim. Dedem, babam köylerde susuz gittiler. Sağolsun Ayhan bey aşağı köylerin grup sularını halletmişti ve kapısı da herkese açıktı. Aynı zamanda da halkın içinden de çıkmazdı.
Birde İsmail Demirhan vardı; yurtları ve vakıfları ayakkabısını çıkartmadan gezen, memurunu ezen, Sungurlu’da sadece üç kişi ile oturan. İmam Hatip kökenli olduğunu söyleyen, insanlara tepeden bakan, dünyayı ben yarattım diyen, makamı babasının bürosu gibi gören biriydi. Diğerleri ile fazla tanışma şansım olmadı. Şimdi bu Kaymakamımızı tanıdığımda emekli olmuştum. Herhalde sıradan bir tayin olsa gerek. Kaymakamlar kararnamesinde çıkmamıştı.
Bu Kaymakamımızın geldiğinde bende Hilalli Köyü Cami Dernek Başkanlığı yapmakta idim. Giden Kaymakamımız camimize 30 bin TL söz vermişti. Hoş geldinize gittiğimiz de konuyu anlattık. Bir Kaymakamdan beklemediğim üç hareketi orda beni şaşırttı. Birincisi Reisi Cumhurumuzun sigara genelgesini tınlamıyor. Makamda sigara içiyordu. Buna çok insan şahittir. İkincisi ‘size o Kaymakam para söz vermişse gelsin versin’ demişti. ‘Siz bu camiyi beş altı yılda zor yaparsınız, ben çok dernek gördüm yarın birbirinize düşersiniz’ demişti. Allah’a şükür biz o camiyi on ayda yaptık. İsmini de ‘15 Temmuz Şehitler Camisi’ koyduk. Evet camimize 10 bin TL verdi ama cami isminde de bize ‘neden 15 Temmuz Şehitler Cami koyuyorsunuz. Mesela Hz. Ali Cami neden koymuyorsunuz’ diyerek ısrarcı olmuştu. Buna köy muhtarımız ve dernek üyelerimizde şahittir. Cami ile ilgili birkaç kez ziyaret etmek istediğimizde de randevu vermemişti. Buna da siyasicilerimiz şahittir. Gerekirse isimde verebilirim. Yani bir makam sahibi idi, ama o makam aşağıda ki halka kapalı idi.
Basında bazı yazıları okudum. ‘Halk böyle çalışkan bir Kaymakam görmedi’ diyor. Beyler halkın içine girin kaç köyü, kaç kere gezmiş bunları muhtarlarımız daha iyi bilir Muhtarlarımıza da Perşembe gününün dışında randevu vermiyordu. Şimdi giderken niye yazdın diyeceksiniz. Sungurlu’nun kaderi bu olsa gerek, Sungurlu’ya kaç tane fabrika açtı? Köylere İlçe Tarım vasıtası ile ne yaptı, hangi köyleri su ile buluşturdu? Delice çayı akıyor biz bakıyoruz. Hayvancılık mı, seracılık mı yaptırdı? Ey Sungurlu hemşehrilerim, bir bürokratın bir bardak çayını içmekle olmuyor, iş bitmiyor. Ey siyasiciler kim Sungurlumuz için çalışıyorsa ödüllendirin. Kimde çalışmıyorsa gereğini yapın.
Sayın Vali Yardımcım biz sizin vermediğiniz randevulara hiç küsmedik. Sizde bu yazıya alınmayın. İnşallah gittiğiniz yerde güzel hizmetler edersiniz, yolunuz açık olsun. Halka hizmet, Hak’ka hizmettir, düsturunu rehber edinirsiniz.
Bu memleket hepimizin başka gideceğimiz bir yer yok. Gençlerimiz iş, aş, eş bekliyor. Saygı duyulması gerekenlere saygılar. “SAĞLIKLI KALIN, EVDE KALIN”
YORUMLAR