BİR ŞEHİR NASIL KALKINIR
Yakup Aksungur

Yakup Aksungur

SORU-YORUM

BİR ŞEHİR NASIL KALKINIR

21 Aralık 2020 - 09:15

“Kalkınma denildiğinde bir yörede başta yörenin kaynaklarını kullanarak ekonomide, sosyal yaşamda, kültürel alanda gelişmeyi ve toplumda refah seviyesinin artmasını anlarız. Üretimin arttığını sanayi ve ticaret alanında sermaye birikiminin sağlandığını, daha çok işin yaratıldığını refah seviyesi artışının yaratıcı ve üretici gücü harekete geçirdiğini görürüz. Refahı artan insanlar arasında ki ilişkilerin daha güçlendiğini, eğitimin kalitesinin arttığını, sosyal faaliyetler ile toplumda birlikte çalışma ve üretme ruhunun sağlandığına şahit oluruz. Günümüzde kalkınmanın bu enerjisini kaybeden şehirleri de görmekteyiz. Eğri oturalım doğru konuşalım. Her ne kadar ilimiz olan Çorum gelişmekte ise kalkınmakta ise de en büyük ilçesinde aksine gün geçtikçe eriyip küçülmeye doğru gittiğini görmekteyiz. Belki buna çıkıp birileri itiraz edebilir. O zaman şöyle bir kırk yıl geriye doğru gitmekte fayda var.

İlçemiz 1980’li yıllarda köyleri ile birlikte yüz bin nüfusa sahipti. Hatta bir ara il olmaya namzet bir ilçe idi. 2007 nüfus sayımında 64631 bu ilçe hızlı bir düşüşle 2019 yılında 48158 olmuştur. Bu rakamalar 109 köyü de kapsamaktadır. Şu anda ki Sungurlu tabelası 31300 olarak gözükmektedir. Bunun başlıca sebeplerini nedenlerini niçinlerini gelin hep beraber araştıralım. Birinci nedeni, siyasi otorite, birlik beraberlik itimat güven bürokrasi eksikliğimiz eğitim kültür yerinde harcama yerinde yatırım eksikleri olarak sayabiliriz. Yukarda ki nedenleri tek tek saymaya gerek duymadan ilk başa siyasi otoriteyi yazdım. Aslında bir eğitimci olarak eğitimi yazmalıydım. Ama eğitimin bir önemi olmadığını siyasi arena da iyiden iyiye gördüm. Siyaset öyle acımaz bir yapı ki en tahsilli en kültürlü eğitimciyi bürokratı kendine el pençe divan durdurmaktadır.

Burada siyasilerin ile ve ilçelerde ki ağırlıkları göz önünde bulundurulduğu zaman, hedefe daha kısa yoldan ulaşmış oluruz. Elbette her vekil TBMM Vekilleri olup ülke bütünlüğünde ülke savunmasında milli duygularda hep Türk Milletinin yanında olmuştur. Olmayan var mıdır diyecek olursak vardır. Bunlar dünde bugünde yarında olacaktır. Bir ata sözü vardır; ‘Ben yanarım yavruma yavrum yanar yavrusuna’ derler ya, insan fıtratında bu inkar edilemez. Normal şartlarda ve normal zamanlarda her ne kadar ilimizin ve ilçelerin hepsine aynı yakınlıkta gözükülsede siyasetin iç yüzü dış yüzü gibi olmamaktadır. Seçilen kadar milletin emrindeyim diyenler, seçildikten sonra bir sonra ki döneme kendini getirebilecek emrinde olacak, il ve ilçe teşkilatları emrine riayet edebilecek şekilde dizayn etmektedirler. Bunları getirirken de getirdiklerinin kendilerini rahatsız etmeyecek, sessiz, pasif, kapasitesine uygun otur deyince oturacak, gel deyince gelecek, git deyince gidecek yapı da olanları istemektedirler. Öyle olmamış olsa idi kendi ilçemde bunlara şahit olmazdık. Ne kadar ihanetçi varsa, iki dönemdir seçim kaybedenler liste başı yapılarak bu ilçeye en büyük zararların verilmesini sağlamışlardır.

Şimdi diyeceksiniz ki ‘ne alaka’ evet dün ihanet edip, arkasını önünü düşünmeden ihanet kazıklarını çakanlar, karşılıklı şov yapanlar, cambazlık yaparak bu güzel ilçemin ilerlemesine en büyük zararları vermektedirler. Bir başkasının ne yaptığına bakacağına sen ne yapmaktasın, ona bakmak lazım. Bu ilçemizde göçün durması için ne yaptın? İşsiz güçsüz insanların hangi derman oluyorsun? Bitmekte olan esnafa nasıl can suyu olacağını hiç düşünüyor musunuz? Neden Osmancık’tan, Alaca’dan, İskilip’ten daha az hizmetlerin alındığını hiç analiz edebiliyor musun? Bu istek ve eksiklikleri bir çok maddeler halinde çoğaltabilirim. Birkaç cenazeye gitmekle, birkaç düğüne gitmekle siyaset yapılmaz. Eğer ki ilerde siyaset yapmayı düşünüyorsan ‘ne ekersen onu biçersin’ bunu da bilmiş ol. Kısır çekişmeleri bırakıp, Sungurlunun temel zaruri ihtiyaçları olan ayağa kaldıracak göçü durduracak, esnafı güldürecek, işsizleri sevindirecek gençlerin iş, aş, eş edinebilecekleri projeleri hayata geçirmeye gayret göstermeni öneririm.

Oralar milletine iline ilçene köylerine hizmet etme yerleridir. Yerim dar, benim aile şirketi gibi partim var denilen yerler değildir. Kimseyi ötekileştirmeye küstürmeye hakkınız yoktur. Partiyi, yönetimi, teşkilatları (kadın kolları) aynı soydan aynı aile şahıslarından doldurarak siyaset yapılamaz. Partiyi genişleteceğinize, aksine daraltmaktasınız. Yok ben bildiğimi okurum derseniz, yarın bizlerde bildiğimizi dokuruz.

Reis ‘Ben bu milletin hizmetkarıyım’ derken, burnu havalarda gezen siyasetçiler davaya zarar vermektedirler. İçlerinde elbette saygı duyulanlar vardır. Ama Sungurlunun acil bir operasyona, birlik ve beraberliğe ihtiyacı bulunmaktadır.

Daha önce de yazdım ve usanmadan yazmaya da devam edeceğim. Sungurlu bir tarım ilçesi aynı zamanda hayvancılık yapmaya müsait bir yapıya da sahiptir. Delice havzası üzerinde Bahşılı, Denizli, Turgutlu, Terzili, Yanova, Araphacılı, Kavşut, Yeşilova, Çadırhöyük, Tokullu, Çavuşçu, Çayyaka, Hillalli köylerini sulu tarıma kavuşturulması ile yaklaşık yüz bin dönüm arazi sulanacaktır. Bununla birlikte hayvancılıkta gelişecektir. Buna ilaveten acilen ilçeye de bir ziraat fakültesi yapılması uygun olacaktır. Fakülte ile hem Sungurlunun hem de köylerinin çehresi ekonomisi geriye dönüş göç olarak ilçenin canlanması sağlanmış olacaktır. Seçimlerde vaat edilenlerin takipçisi olarak Organize Sanayisine, savunma sanayisi ile bir fabrika kurulma çalışmalarını yapabilirsiniz. Sungurluyu Çorum’un gelişmişliğinden ayrı tutarak kalkınmada önceliği olan yerler durumuna getirerek, İstanbul da ki iş adamlarını teşvik ederek birilerinin yapamadığı peynir fabrikası, makarna fabrikası, un fabrikaları, çorap fabrikalarını getirebilirsiniz. Yine tarıma dayalı olarak Kızılırmak üzerinden Sağpazar köyünden pompalama projesi ile Taybı Ovasında bulunan Aşağıçiftlik, Mehmet Ali Çiftliği, Kalenderoğlu, Asayiş, Tuğlu, Yirce, Çayan, Çavuşçu, Hilalli ve Kula köylerinde pirinç ekimi yapılarak Sungurlu çehresi değişmiş olacaktır. Bilmiyorum bu köylerin nerede olduğunu biliyor musunuz?

Sayın yetkililer ve etkililer bunlar yerinde oturmakla gerçekleşmez. Bunlar birlik ve beraberlikle olur. Bunları yapacak olan başta iktidar ilçe başkanı ve teşkilatı. Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, Ticaret Borsası Başkanı, Ziraat Odası Başkanı, Esnaf Kefalet ve diğer oda başkanları her ne kadar da muhalifte görseniz bu birlikteliğe, ötekileştirmeden belediye başkanı ve muhalefet parti başkanları ile yapmak mümkündür diye düşünmekteyim. Bu yukarda saydığımız yetkililerle birlikte işin içerisine Milletvekillerimizi, sayın Valimizi, sayın Kaymakamımızı, il genel meclis üyelerimizin de dahil edilmesi ile Ankara bürokratlarımızın da dahil olması ile bu hayal gibi görünen işlerin üstesinden gelinebilir düşüncesindeyim. ‘Ağlamayan çocuğa mama vermezler’, ‘Yatan aslandan gezen tilki yeğ gerek’ atasözleri boşa söylenmemiştir. Sungurlumuz konum itibari ile Karadeniz’i İç Anadolu’ya bağlayan Türkiye’nin tam ortasında bulunan her tarafa ulaşımı olan bir ilçedir. Kini, nefreti, hasetliği, kısır çekişmeleri bir tarafa bırakarak, Sungurlumuz için el ele vererek gelecek neslimiz için, Allah rızası için Sungurlu yumağını nasıl geliştiririz, büyütürüz olmalıdır.

Birilerinin bal yapan arı kovanlarımıza çomak sokmalarını engelleyelim. Engelleyelim ki ayağının üzerine basan, Çorum’da söz sahibi olan bir ilçe konumuna gelelim.

HEP BİRLİKTE EL ELE

SUNGURLULUYUZ

İLÇEMİZDEN SORUMLUYUZ..”

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar