‘Öğretmenler; Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür, nesiller ister’ diyen başöğretmen Cumhuriyetin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e bir eğitimci olarak ne kadar teşekkür etsek azdır.
Kurtuluş Savaşında Atatürk öğretmenleri toplayarak bir kongre düzenlemiştir. Asıl savaşın cehaletle yapılacağına dikkat çekerek öğretmenlerden ülke savunmasında öğretmenlere çok işlerin düşeceğini vurgulamıştır. Onlara ayrı bir değer vermiş ve yer yer onlarla istişarelerde bulunmuştur. Eğitim ve öğretimde en etkili yerlerden birinin de okul olduğunu bilmeliyiz. Okulda sadece ders verilen bir yer olarak görülmemelidir. Okul bireylerin aile yuvasında almış olduğu eğitimden başka onlara bilgi hazinesi sağlayan en etkin kurumlardan birisidir. Cehaletin önlendiği yer okuldur. Bilginin hayata aktarılması da ancak öğretmenler tarafından okulda gerçekleşir. Milletlerin geleceğini belirleyen bireyleri toplumla ayrıştırmadan onlara sosyal bir kimlik kazandırılmasında yine öğretmenler gelmektedir. Sevgili Peygamberimiz, ‘Şu iki kimseye gıpta edilir, ‘Allah’ın kendisine ihsan ettiği malı, hak yolunda harcayıp tüketen, ikincisi de;
Allah’ın kendisine verdiği ilimle yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına da öğreten kimsedir demiştir. Öğretmen kendisine emanet edilen çocuklarımızı kendi çocukları olarak görür. Hiç bir öğretmen bir çocuğun dilini, rengini, ırkını, inancını, fikrini göz önünde bulundurarak hakaret etmez. Kimsenin özel hayatına müdahale de bulunmaz. Öyle olmuş olsa idi şimdiye kadar okulda birlik beraberlik kardeşlik saygı sevgi kalmaz orası bir eğitim yuvasının dışında farklı bir konuma girmiş olurdu.
Vatanını seven bir öğretmen derslerin dışında ve içinde vatan sevgisini bayrak sevgisini milli duygularımızı temsil eden istiklal marşımızı, saygıyı, sevgiyi, adabı, dini inançları, temizliği toplumda yapılması gereken örf adet, adap, paylaşmayı birlik ve beraberliği öğretir. Kendisi bunu yaşar örnek olarak bunu uygular.
İnsan daima gelime açık almalı girişimci aktif olmalıdır. Durgun su bozulmaya ve kokmaya mahkumdur. Ama hareket halindeki su ise bozulmaz. İleriyi görmek sonucu kestirmek aklın özelliğidir. Vizyon sahibi olmak akıl yoluyla sağlanır. Bir insanda akıl fikir şuur izan irade mantık birbirini tamamlayan unsurlardır. Tabi ki bunların hepsini bir arada bulmak zordur.
Eğer bir insan hem çalışkan hem akıllı ise taktir et çalışkan fakat akıllı değilse dikkat et akıllı fakat tembel ise ikaz et hem akılsız hem tembel ise onu fark et diyen Hacı Bektaş’ı Veli’yi taktir etmemek elde değil.
Evet bir 24 kasım öğretmenler gününü geride bıraktık. Bıraktık ama birilerinin birilerini ötekileştirerek vicdanlarını rahatsız ederek anlamsız mantıksız şuursuz dengesiz hadsiz seviyesiz cümlelerini duyarak bıraktık.
Biz bir öğretmeniz kimsenin kalıbına şekline şemailine şimaline fikrine zikrine aklına ihtiyacımız yok. Elimizden sizin gibi kaç insan geçmiştir. Biraz ağır olacak ama kimsenin ne zincirlenmesine nede tasmalı uşağı olmasına göz yumarız. Doğruya doğru yanlışa da yanlış diyecek kadar da irade sahipleri olan insanlarız. İradenin pazarlanmasını da insanları köle gibi satma tekniklerini de yalancılıkların nasıl yapıldığını dokuz defa kaybettiğin halde oralarda nasıl durulduğunu da oralara nasıl gelindiğini de görmekte ve şahit olmaktayız.
Bir öğretmeni senin terazinin ne kantarı çeker nede senin okkan yeter o öğretmenler ki Alparslanları Yavuzları Fatihleri Kanunileri Abdülhamitleri Mustafa Kemal Atatürkleri nice reisi Cumhurları Başbakanları yetiştirmişlerdir.
Evet ben bir öğretmenim hem de Cumhuriyetin kurucusu, mandacılığa karşı olan, vatan düşmanlarının görüldüğü yerde ezilmeli diyen, demokrasiyi özümseyen herkesin inancına fikrine saygı duyan Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde yürüyen birisiyim. Ülkenin dününü de bugününü de yorumlayan, izleyen kendi mantığımla kimsenin tasmasına takılmadan hareket edebilecek kadar onurlu şahsiyetli karakterli inançlı bir öğretmenim. Biz sınıfta bir başkan seçtiğimizde bile yapamayan, sınıf başkanını bir sonraki dönemde seçmeyen öğrencilerin öğretmeniyiz. Bilmem anlatabildim mi tabi ki sizde ve ekibinizde bunu anlayacak pek kapasiteli siyasetçi de bulunmuyor ya. Gelecekte ki başkan adayınızı da Amerika’dan, Almanya’dan, Fransa’dan, Hollanda’dan, Belçika’dan isteyebilirsiniz. Nede olsa onlarla işbirliği yapmanız o kadar hoşunuza gidiyor ki akıllara ziyan. Bizim hür irademize de kimse ipotek koyamaz. Biz ülkesini seven halka Hak için hizmet eden, insanlarını Allah’ın kutsal emanetleri olan inançlı, çalışkan, şuurlu dışa bağımlı olmayan her milliyetçi muhafazakar insanların yanında olmaktan da gurur duyarız. Yetiştirdiğimiz omurgalı sanatçılarımızı da yargımızda bulunan ülkesini seven o insanlarla da gurur duyarız. Öğrencilerimize yalanın iftiranın saygısızlığın, hırsın, hırsızlığın, ihtirasın, hasetliğin, haramın, helalin, çok kötü şeyler olduğunu da hep anlatmışızdır.
‘Zulmü alkışlayamam zalimi asla sevemem
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem
Biri ecdadıma saldırdı mı hatta boğarım
-Boğamazsın ki
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım
Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam
Hele Hak namına haksızlığa ölsem tapamam’ diyen Mehmet Akif’in neslinden Osmanlı’nın soyundan Müslüman bir Türk öğretmeniyim. Sayın Kemal öğretmeninden ve tüm öğretmenlerden bir özür dileyiniz.”
YORUMLAR