Herkesin ağzındaki laf birlik olmak. Evet, herkes öyle diyor: Birlik olalım. Bu lafı demek kolay. Aha bende diyorum ki birlik olalım. Yuvarlak laf. Her şeye gidiyor. Nere çekersen çek bu lafı, yakışıyor. Peki, ama birlik olmak demek ne demek? Veya neyin birliği bu? Nerede ve neyde birlik olacağız? Veya birlik olamayacağımız şeyler ve zamanlar var mıdır?
Millî birlik ve beraberlik, milletçe birlik demektir ve milleti oluşturan unsurlarda birlik, beraberlik ve bütünlük demektir. Millî birlik ve beraberlik ırkçılık değildir. Irkçılık çok dar kapsamlı bir yaklaşım iken milliyet yani millet çok daha geniş kapsamlıdır. Eğer dünya üzerinde yaşayan insanlardan bazı topluluklar aynı şeylere seviniyor ve aynı şeylere üzülüyorsa hatta bunun doğal bir sonucu olarak ortak amaçlarda da, idealde de birliktelikleri mevcutsa işte o topluluklar aynı millettir. Bu durumda ayrı ayrı dilleri konuşmaları ve ırk olarak ayrı ayrı ırklara mensubiyetleri hiçbir şekilde onların bir millet olmasına mani değildir. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için hemen daha geçen hafta ibadete açılan Ayasaofyayı Kebir Caminin açılışını örnek verebiliriz. 24 Temmuz Cuma günü Afganistan’dan Pakistan’dan, Irak’tan, Suriye’den, Malezya’dan, Suudiarabistan’dan, Kazakistan’dan, Türkmenistan’dan vs vs İstanbul’ koşarak gelen ve bizimle aynı kıbleye dönüp aynı renkte sevinç gözyaşları döken insanlar vardı. Bu insanların ne dilleri ne de ırkları bizimle aynı değil. Ama sevinçleri ve heyecanları bizimle aynı. Fakat aynı ülkede yaşadığımız, aynı ülkenin vatandaşı olduğumuz ve hatta aynı dili konuştuğumuz insanların içinden, bırakın İstanbul’a gitmeyi, Ayasofyayı Kebir Camiinin açılışına üzülen ve o gün istanbul’u terk edenler vardı. Şimdi sormak lazım milli birlik diyenlere? Kiminle birlikten ve neyin birliğinden bahsediyorsunuz.
Millî birlik ve beraberlik aynı zamanda millî devletin gerçekleşme vasıtasıdır. Millet, vatan üzerinde aynı duyguyla kültür birliği kuran bir bütün haline gelmiş, şuurlu insan topluluğudur. Başka bir deyişle; milli birlik ve beraberlik, milletin bütün olması, içinde hiçbir bölücü, ayırıcı unsura yer vermemesi demektir. Milli birliğin temelinde, aynı hedeften bahsetmek, aynı çıkarlar etrafında birleşmek, aynı heyecan ve aynı üzüntüleri yaşamak vardır. İşte böyle olunca milli birlik ve beraberlik duygusu, millet bilinci etrafında vatandaşları birbirine bağlar. Bu şekil birbirine bağlı vatandaşları olan bir ülkede, devlet güçlü olur. Moraller her zaman yüksek olur. Kimse kimseden kuşkulanmaz. Bölücülük ve terörden asla bahsedilmez. Bölücülüğe ve teröre yeltenenlere bırakın devleti o ülkenin insanları topluca karşı çıkarlar ve asla yeşermelerine izin vermezler. Bu nedenle, milli birlik bir milletin en büyük güç kaynağı ve varlığının güvencesidir.
Milli birlik ve beraberlik denilince, kurtuluş savaşı yıllarımız bu duruma en güzel diğer bir örnektir. Pakistan’dan, Afganistan’dan kollarındaki ve kulaklarındaki takılarını sökerek, Türk milletinin kurtuluş savaşında destek olarak harcansın diye Anadolu’ya gönderenleri hatırlamamak mümkün mü! Yedi düvelin üzerimize yürüdüğü fakat asla geçmeye muvaffak olamadıkları Çanakkale savaşı yine bu birlik sayesinde kazanılmıştır. Dikkat edilirse Çanakkale’de de dilleri, renkleri, ırkları farklı atalarımız omuz omuza mücadele etmiştir. Eğer Çanakkale şehitliğine uğrarsanız şehitlerin isimlerinin ve memleketlerinin yazılı olduğu levhaları ve mezar taşlarını okuyunuz. Şimdi tekrar soralım, milli birlik ve beraberliği ırkçılık ve bir toprak üzerinde yaşayanların çıkarları etrafında birliği olarak anlayanlara, kurtuluş savaşımızda bize destek olanlar ve bizimle sevinip bizimle ağlayanlar bizden değil mi? Eğer siz onları bizden kabul etmiyorsanız bizde sizi bizden kabul etmiyoruz. Zaten siz içimizdeki azıcık azgın azınlıksınız. Gönlünüz, fikriniz tamamen bizim milli manevi değerlerimize ters düşen ve ekonomik olarak da bizi devamlı yıpratma gayretinde olanlarda aynı sizin. Şimdi anladınız mı siz hangi millettensiniz.
Bundan sonra da her alanda zaferler kazanacaksak bu, yine milli birlik ve beraberliğimizle olacak şeydir. Tekrar etmek gerekirse milli birlik ve beraberlik aynı demire çekiç vurmakla olur. Ekonomik olarak, teknolojik olarak ve kültürel olarak gelişmek ancak böyle mümkündür. Irkçılık ile bir yere varılamaz. Ancak ırkımıza da ve ırkdaşlarımıza da sırt dönmemeli ve aslımızı da inkar etmemeliyiz. Zaten yüce Türk milleti asla turan ülküsünden ve kızıl elma vuslatından geri kalmamıştır. Bu uğurda nice bedeller ödese de ırkçılık fikriyle değil, ırkdaşlarıyla birlikteliklerini sürdürürken milliyetçilik fikriyle hareket etmiştir. Milliyetçilik fikrine ters düştüğünde gerektiğinde ırkdaşlarının karşısına da yalın kılıç çıkmayı bilmiştir. Moğolların istilasına karşı verilen amansız mücadelede olduğu gibi. 15 Temmuz da olduğu gibi...
Bilmem anlatabildim mi. Takdir siz okuyucularımızın…
Herkesin geçmiş Kurban Bayramını kutluyorum.
YORUMLAR