Yüce dinimiz İslam temizliğe de büyük önem vermiştir. “Temizlik İmandan Gelir.” Diyerek temizliğin çok hassas bir konu olduğunu vurgulamıştır. İbadetlerimizin başlangıcıda temizlikle başlayıp temizlikle bitmiştir. Temizliğin olmadığı bir ortamda ibadetten de söz edilmesi pek mümkün değildir. Temiz olmayanında namazı da tam manası ile yerine getirilmemiş olur. İnsan temizliğine önce kendisinden başlayıp, aile ortamı ve yaşadığı her yerde uygulayıp icraatına dönüştürmek zorundadır.
En yakın karşılaştığımız insanlara dahi sağlık ve sıhhatlerini sormaktayız. Onun için önce sağlık diyoruz. Sağlığın olmadığı bir yerde hiçbir şeyden bahsetmemiz mümkün değildir. Sağlıklı olmadıktan sonra malın mülkün hiç bir ehemmiyeti yoktur. Onun için bize emanet olarak verilmiş vücudumuzun her yerinden sorumluyuz. Allah vermesin vücudumuzdan herhangi bir yerimiz ağrısa bizlere acı verse, onu tekrar kazanabilmemiz o kadar kolay olmamaktadır. Herhangi bir uzvumuz için dünya malının tümünü versek geri getirmemiz mümkün değildir.
Bu tür olayları uzun uzun anlatmamıza gerek yoktur. Çünkü bunları aklı yeten tüm insanlarımız görmüş, bizzat bu konuları yaşamıştır. İşte dünyanın başına musallat olmuş, insanları hayatları ile tehdit eden bir virüsle iki üç aydır yaşamaktayız. Göremediğimiz bu mikrobun neden nasıl bulaştığını dahi bilmemekteyiz. Henüz bir aşısı dahi bulunamamıştır. Onun için bir birey olarak önce kendimizden, ailemizden, mahallemizden, köyümüzden, ilçemizden, ilimizden sorumlu bulunmaktayız. Şahsi olarak her yaptığımız olumlu olumsuz davranışların hem Allah katında hem de kul katında sevaplarını ve günahlarını idrak etmeliyiz.
“Allah temizdir, temizi sever.” Müslümanlar asla pis olmaz ve olamaz. Atalarımız “Aslan yattığı yerden belli olur. “ demişlerdir. Bir evin temizliği o evdeki hem İslam yaşantısını hemde kültürümüzü göstermektedir. Atalarımız ilk yerleştikleri yere önce hamamlarını, tuvaletlerini, camilerini vede o bölgenin ağaçlandırılmasına önem vermişlerdir. Asıl konum ise bizler şehirlerde yaşamaktayız. Yani toplumun bazı ortak değerleri bulunmaktadır. Ortak kullandığımız yerler vardır. Bunlar camiler, tuvaletler, parklar, bahçeler, mesire yerleri, çayhaneler, sinemalar, tiyatro salonları gibi yerlerdir.
Benim evim yeni yapılan şehir parkına yakın bir yerdedir. Günlük bu parkın içerisinden geçmekteyim. Bazen de yeni açılan yerde spor olarak gezi yapmaktayım. Sağolsun yetkililerimiz bu tür yerleri insanlarımız, eşlerimiz, çocuklarımız ve sağdan soldan gelen misafirlerimiz yararlansın diyerek hizmete sunmuşlardır. İnsan gibi otursun diye kamelyalar, çeşitli oturma yerleri temin etmişlerdir.
Amma velakin bazı kültür yoksunları, oturmayı bilmeyen, sosyal bir yerde nasıl hareket edeceğini bilmeyen ya da kasıtlı hareket eden bir takım insanlar o güzelim yerleri kırıp döküp zarar vermektedirler. Oturdukları iki adım mesafedeki çöp kovalarını kullanmayıp masa üstlerine, yerlere çekirdek ve kabuklu yiyecekleri, poşetleri, pet şişelerini gelişi güzel atmaktadırlar. Masaları bıçakları ile kazımaktadırlar.
Görüntü kirliliği verdikleri gibi aynı zamanda orayı temizleyeninde bir insan olduğunu ne zahmetle orayı temizlediğini ya da o kirlettikleri yere biraz sonra bir insanın oturacağını bilmeleri gerekmektedir. Yaptığı bu davranışların hoş olmadığını, kul hakkına girdiğini bilmesi lazımdır.
Ana caddelere çekirdek kabuklarını, sigara izmaritlerini atan, insanlara baka baka tükürmeleri hiç hoş görünmemektedir. Bu insanlar ister bay, ister bayan, istersen aklı yeten çocuklar olsun toplumda insanın hafızasında hep itici olmaktadırlar. Benim hafızamda bunların evlerinin temiz olmadığı, iyi bir aile disiplinin bulunmadığı, yaşantısının düzenli olmadığı İslami kuralları kanısı uyandırmaktadır.
Öğretmenim Menduh ERSAN beydi. Çok temiz giyinir, şık, beyefendi birisi idi. Temizliğe çok önem verir öğrencilerinin de temiz olmasını isterdi. Allah sağlıklı uzun ömürler versin. Bize bir gün soru sormuştu. Yuvasını en çok pis tutan hayvan demişti. Bizler o kadar çok hayvan saymıştık, ama bir türlü soruyu cevaplayamamıştık. “ Çocuklar hayvanların içerisinde en çok yuva değiştiren yuva değiştiren ibibik kuşudur. İbibik kuşu yuvasını hemen yuvasını hemen kokutur o yuvayı bir daha kullanmaz demişti.
Kusura bakmasınlar oturdukları yerlere çekirdek atanları, yerlere tükürenleri, poşetleri, pet şişelerini, mangaldaki kömürleri ve piknikteki atıkları kullandıkları yerlere atanları be ibibik kuşları olarak görüyorum. Bu tür davranışları yapanları Çorumda diğer insanların uyardıklarına kaç kez olmuşumdur. Çorum ilimiz temizlik konusunda ilk beş ilin içerisindedir.
Hep beraber temiz yaşanır güzel bir sungurlu için bazı kurallara uyalım, uymayanları tatlı bir dille uyaralım. İnsanoğlu yaratılmışların en üstünüdür. İnsan olalım, insan gibi davranalım.
Temiz olalım, sağlıklı kalalım…
YORUMLAR