Bizler beşikten mezara kadar ilim tahsil etmeyi emreden, kalemin kılıçtan üstün olduğu bir medeniyetin mensuplarıyız. İlim ve bilgide üstünlüğü kaybeden bir milletin, kendini geliştirmesi ve refah seviyesini yükseltmesi imkânsızdır. Gençlerimizin her açıdan iyi yetiştirilmeleri, tarihi değerlerini iyi öğrenmeleri, medeniyet değerlerini özümse meleri, sorumluluk sahibi olmaları, milletimizin istikbali açısından büyük önem taşımaktadır. Bu da tarih boyunca olduğu gibi bugün de öğretmenlerimize büyük değer verilmesiyle mümkündür.
Başöğretmen Atatürk "Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, gerçek mutluluğa ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanı kurtaran asker ordusu, diğeri memleketin geleceğini yoğuran irfan ordusudur. Bu iki ordunun her ikisi de kıymetlidir, yücedir" diyerek öğretmenlik mesleğinin önemini en veciz şekilde ifade etmiştir.
Eğitim-öğretim ve öğretmenlikle ilgili milli kültür hafızamızı bu ve benzeri fikir hazineleri doldurmuşken, günümüzde her bir harf için kırk yıl kölesi olunan eli öpülesi öğretmenler, hunharca, şiddete ve zorbalığa; yargısız, haksız ithamlara maruz kalmaktadırlar.
Yıllar yılı yaşadığı ve hiçbir eğitim kuramlarına ve pedagoji ilkelerine uymayan, ezberci, angaryacı teftiş sistemi ve müfettiş sultasından, kendini okulun patronu ve racon sahibi addeden mobbing abidesi despot idareci baskısından özlük haklarındaki adaletsizliklere bir nebze nefes aldım dediği bir zamanda doktor ve hastane çalışanlarına şiddet uygulayan, devletin polisine diklenip görevini yapmasını engelleyen, trafikte magandalık yapan ve hayatın her kesiminde ve her alanında sıkça karşılaşabileceğimiz edep yoksulu ukalalık virüsü kapmış güruh, anlamsız bir özgüvenle eğitimin içine bodoslama dalmaktadır.
Kutsal olduğu kadar mesuliyeti de yüksek bir mesleği icra eden; sevgi ve fedakarlık timsali olan, gerçekleştirdikleri eğitim öğretim faaliyetiyle adeta istikbalimizi de şekillendiren öğretmenlerimiz bu muameleyi hiç ama hiç hak etmemektedirler.
Korona virüs salgını nedeniyle milletçe, hatta bütün insanlık olarak bir mücadele yaşıyor, zorlu sınavdan geçiyoruz. Bütün alışkanlıklarımız, planlarımız alt üst oldu. Sağlık adına yaşanan bu kriz ekonomi, üretim, işsizlik ve daha birçok sektörde olduğu gibi eğitimi de sekteye uğratıyor. Ana babalar gözbebeği evlatlarının istikbalinden endişe ediyor. Özellikle sınav stresi içerisinde olan 8 ve 12. sınıf öğrenci velilerinin uykuları kaçıyor. Uzaktan eğitim, EBA, WhatsApp gibi digital ortam eğitimleriyle durum kurtarılmaya çalışıyor ama tat vermiyor. Okul ve öğretmenin kıymeti bir daha kendini gösteriyor.
İçinden geçtiğimiz bu çetin savaştan tarihte birçok kez başardığımız gibi zaferle çıkacağımızdan aziz Türk milletinin asla şüphesi olmasın. Sağlık çalışanlarımızın destansı başarıları bunun en büyük nişanesidir. Bu bağlamda, bu sıkıntılı karanlık günlerden sonra ulaşılacak bahar günlerinde sağlık ordusunun zaferine eğitim ordusunun zaferi eklenecektir. Yeter ki eğitim virüsleri gölge etmesin, başka ihsana gerek yoktur.
Evde Kalın, Sağlıklı Kalın.
YORUMLAR